9 Nisan 2015 Perşembe

KUR’AN-I HAKÎM’DEN İBRETLİK BİR MİSAL - BEL'AM BİN BAURA

بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله وعلى آله وأصحابه أجمعين
بسم الله الرحمن الرحيم

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِي آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنْ الْغَاوِينَ (175)

A'raf Sûresi 175.Ayet Meâli : " Onlara o kimsenin haberini de oku ki, o kimseye âyetlerimizi vermiştik, onlardan sıyrılıp ayrıldı. Şeytan da onu kendisine tâbi kıldı. Artık sapıklardan olmuş oldu." 

وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِنْ تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ ذَلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَاقْصُصْ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ (176)

A'raf Sûresi 176.Ayet Meâli : " Ve eğer Biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltirdik. Fakat o dünyaya meyletti ve hevâsına tâbi oldu. Artık onun meseli, o köpeğin meseli gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur, veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimiz tekzîp eden kavmin meselidir. Artık sen kıssaları hikaye et, belki onlar düşünüverirler. " 

 BEL'AM BİN BAURA

Arapça olmayan bu isim, bir başka lisandan (büyük ihtimalle İbranice'den) geçmiş bir kelimedir. İsm-i has olarak kullanılır. Bel'am bin Bâura'nın kıssasıdır. (1)
Önce Bel'am ile ilgili ahkâmın istibat edildiği âyet-i kerimelere dikkat edelim:

Âyet-i kerimede kıssanın "onlara" anlatılması emrolunmuştur.
Büyük Müfessir Kadı Beyzavi Hz.leri "Onlardan murad, yahûdilerdir" hükmünü beyan ediyor. (3)
Tefsir-i Mücahid'de de, Bel'am b. Bâura'nın ismine rastlıyoruz. (4)

Müfessirlerin büyük çoğunluğu; Hz. Musa (as)'ya karşı mücadele veren bir âlimden söz etmektedirler. Tâbir-i câizse Allah (cc)'ın peygamberlerine karşı, Allah adına mücadele veren ve halk katındaki itibarını bahane ederek "tevhid" mücadelesine karşı direnen bir azgın!..(5)

Bir kısım müfessirler, bu âyet-i kerime'nin, Ümeyye b. Ebü's-Salt hakkında nâzil olduğunu beyan etmişlerdir. Bu zâtın da; Hz. Muhammed (sav)'e nübüvvet görevi verilmeden önce "hanifler"den olduğu, Allahû Teâla (cc)'nın kısa bir süre içerisinde peygamber göndereceğini söyleyip durduğu halde, gurura kapılıp iman etmediği bilinmektedir.
Bu iki rivayetin dışında, dört rivayet daha mevcuttur.(6)

Ancak bütün rivayetlerdeki ortak husus; bir şahsı tariften çok, o şahsın mahiyetini ortaya koymaktadır.(7)
Zira sebebinin hususi olması, hükmün umumî olmasına mani değildir.(8) 

Kıyamete kadar "bel'am" ve onun vazifesini yapan bütün şahısların keyfiyetleri ortaya konulmaktadır.
Kitab-ı Mukaddes'te "Beor oğlu Bel'am"ın kıssası yer almaktadır.

Hz. Musa (sa)'ya karşı "Allah (cc)'nun dini adına savaştığını söyleyen bu karakter''üzerinde ne kadar durulsa azdır. Çünkü "Allah (cc) adını kullanarak" insanları aldatan; hevâ ve heveslerini tatmin için"tevhid akidesini tahrip eden" bel'am'ın etkisi korkunçtur. İslâm topraklarında, kâf'irlerin istilâsını hazırlayan güç, "bel'am"dır.

Afganistan'da Babrak Karmal'ın kurduğu, "Ulemalar Yüksek Konseyi", bel'amın nasıl müesseseler haline geldiğini göstermiştir. Diğer İslâm topraklarında da durum bundan farklı değildir.

Allah (cc)'ın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan ve İslâm'a küfreden yönetimlerle, (yani tâğûtî güçlerle) din adına uzlaşan ve müslümanları da "Allah (cc) adını kullanarak" aldatan, (Kur'ân'daki ifadeyle) "köpek sıfatlı" kimselerin ortak ismi bel'amdır.

Bilindiği üzere "kuduz" mikrobunun beyin üzerindeki etkisi, bütün vücudun ilgisini, uzuvlardan koparmaktı. Bu köpek sıfatlı kimseler ise; Allah (cc)'ın indirdiği hükümlerin bir kısmını kabul, bir kısmını "zamanın değişmesi" gerekçesiyle sükûtla geçiştirirler.

Günümüzde, başta resmî ideolojiyi kabul eden ve İslâm'ı o ideolojiye hizmetçi kılmaya çalışan müesseseler olmak üzere, binlerce bel'am vardır. Bunlar "çok dindar" görünmekle birlikte, tâğûta itikad ve iman etme noktasında titizdirler. "Ulu'lemr" kavramını, İslâm'a karşı ayaklanan güçlere izafe ederek, mü'minleri yanıltırlar!..

Mü'minler, bel'am'a karşı uyanık olmak zorundadırlar. Bel'am, "Allah (cc) adını kullanarak insanları aldatanların ortak ismi''dir.
Şahısperestlik hastalığı tedavi edilemediği müddetçe, bel'amların tuzakları ortadan kaldırılamaz.

KAYNAKLAR :

(1) ·Dr. Abdullah Aydemir, Tefsir'de İsrailiyyat, Ank. 1979, sh. 237.
(2) Kur'ân-ı Kerim, A'raf Sûresi:175-176.
(3) Mecmuatu'ı-Tefasir, İst.1317, Matbaa-i Âmire baskısından , Çağrı Yayını, c. II, sh. 666.
(4) Tefsir-i Mücahid, Katar,1396, c. I, İ. Ensari, sh. 250.
(5) İmam-ı Kurtubî, el-Camü li Ahkâmu'I-Kur'ân, Kahire,1967 (3. bsm.), c. VI, sh. 320.
(6) H. Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya, 1971, c.V, sh.32.
(7) Mecmuatu't-Tefasir, a.g.e., c.II, sh. 667. Hazin böIümünde, Hz. Katade'den yapılan rivayette: "Bu âyetten murad, kendisine doğru yol gösterilip, onu kabul etmeyenler hakkında Allahû Teâla (cc)'nın beyan buyurduğu bir misâldir" denilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere; kıyamete kadar "bel'am" tipli kimselere rastlanacaktır.
(8) İmam-ı Suyûti, el-İtkan fı Ulûmü'I Kur'ân, Kahire, 1951, c. I, sh. 29.



Hiç yorum yok:

Bakara Sûresi 274. Ayet-i Kerîmesi

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ الَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ سِرّاً وَعَلانِيَةً فَلَهُمْ أ...